Pazar, Mayıs 16, 2010

Yıllar önce denizli'de şampiyonluk maçımızda, denizli sporu yenemediğimiz maçta caddede english pub'daydım. Son dakikalarını izlemeye tahammül edemeyip, maçı bırakmıştm. Lakin maçı alamadık ve şampiyonda olamadık. O dakikalarda hayatımın en sessiz filimlerinden birinde doğrudan başrolündeydim. Sinir sistemim iflas etmiş göz pınarlarım tam yol ileri demişti damlacıklar.

Bu gece tarih tekerrür etti.

Benim ben olmama sebep bir kaç manevi kuvvetten biri beni bugün hezimete uğrattı.

Öyle de olsa böyle de olsa, bir futbol takımıda olsa Fenerbahçem benim bir parçam. Ve ben parçalarımla bir bütünüm.

Bu gece tüm gerçek Fenerbahçeliler gib yastayım ben artık.

Kahrol trabzon. 2009-2010 sezonunda hiçbir takıma oynamadığın kadar Fenerbahçe'ye iyi oynadın. Her takıma bu şekilde oynasaydın eminim açık ara şampiyon olurdun.

Yazıklar olsun.

......................

Perşembe, Mayıs 13, 2010

Turkish !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Bugün iş çıkışında doğum günü hediyesi oltamla boğaza inip hayatımda ilk kez balık tuttum. Tabi balık tutma başarısı göstermemde en büyük etkenlerden biri hemen arkamda tezgahı bulunan balık tutma malzemeleri satan vatandaş. Gerçekten eğlenceli ve keyif veren bir hobi olduğunu düşünüyorum bir kaç saattir.

Ki yaklaşık 10-15 yıl gece gezmelerinden galata köprüsü üzerinden dönerken acımışımdır köprü üzerinde sabaha kadar olta sallayan insanlara. Cidden çok banal gelirdi. Sorunlu, bitik insanlara göre olduğunu düşünür acırdım da. Yazın sıcağı altında, kışınsa soğuk havada orada beklemek o insanlara empati yapabilmem bile mümkün değildi. O kadar uzaktı yani.

Yanılmışım...

Body buildingten sonra balık tutmanın da artık dinlendirici, stresten arındıran bir faaliyet olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Tutup yediğimiz 1 kilo sardalya'da cabası. :))