Salı, Temmuz 06, 2010

Zaman kendisini tanıdığım günden beri tüm hırsı ve istikrarıyla ilerlemeye devam ediyor.
Sararıyor, soluyoruz dönemecinde. Yeri gelince hiç anlamadan bitiveriyor hayatlar, yeri gelince de olabilecek en büyük şansın peşi sıra doğuveriyoruz yeni güne.

Yıpranıyor her halükarda eziliyoruz.

Nereye bağlıycam;

Ne yıpranmak, ne yaşlanmak umrumda değil. Benim derdim azalmak.
Saat 00.20, az önce telefonumda üzerinde mumlar olan bir pasta gördüm ve hemen altında yıllardır görüşmediğim çok sevdiğim arkadaşımı ismi.

"Nice mutlu yıllara diyorum" uzaktan da olsa.

Kal sağlıcakla.