Cumartesi, Mart 24, 2012

Sesimi duyuyormusun?

Koca bir kadeh günah var elimde..
Diğer elimde bir kalem, resimler çiziyorum düşsel tuvallerime.
Rengarenk dünyalar oluşturup saçlarını ve gözlerini kahverengiye boyuyorum.
Pozitif şarkıları bağlıyorum bir kenarına, send diyorum gidiyor.
Kimbilir kimler okuyor…

Ammaaaa.

Aklımda sen, gene sen.
Hep sen yani “uzakta atan biricik kalbim“.

Ahmet Kaya şarkılarını dinlemek seninle güzel, foki yanımda sen varken.
Saçlarım nasıl diye sormak için sen lazımsın, bu ayakkabı uymuş mu buna diye gene sen.
Bu salatanın bir şeyi eksik, balık az pişmiş demeliyim; omuzum da da başını hissetmeliyim.

Yani biraz daha yaşayacaksam yanımda sen olmalısın.
Yoksa yaşasam ne yaşamasam ne canım benim.

Pazar, Mart 18, 2012

Bahar

Baharım seninle geldi...
Ama;
Bu sensiz geçecek ikinci baharım...
Hemde;
Son baharım...

Salı, Mart 06, 2012

SUÇ 2

Sebahattin Ali'nin "TRT TÜRK"de belgeseli var şu anda. Bense Şubat'da bitirip de yazamadığım SUÇ 2'yi ve FETİH 1453'ü yazmak için ekranımın başına gittim.

Sebahattin Ali'nin hikayesini tam olarak şimdi öğrendim. Hayat hikayesinden çok etkilendiğim üstadın sanırım şimdi kitaplarını daha bir hisli okuyacağım. Hayat hikayesi gerçekten çok acı.
Tek partinin tanrısal bir güç olduğu 1945-50'lerde Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkaran bu güçlü insanın neler yaşadığını tahmin edebilirsiniz, nasıl katledildiğinide. Üzücü hikaye...

SUÇ 2
1 ay kadar önce serviste okumak için elime bizim yayınlardan bir kitap aldım. Normalde araçta telefonla uğraşsam yada iki satır bişey okusam hemen midem bulanır faka bu kitapda öyle olmadı.
Ferdinand On Schriach alman avukat. Meslek yaşamında başına gelen yada yakinen tanık olduğu olayları, değme edebiyatçılara taş çıkarırcasına yazmış. Kısa hikayeler kitabı oluşturmuş. Ben yaşayarak okudum... Çok iyi.