Cumartesi, Haziran 19, 2010

ARTIK YETER...

Vakti zamanında güney doğuda bir fiil savaşmış, çatışmış Türk komandosu olarak şunu söyleyebilirim ki; “şehitlik” mertebesi sivildeki insanların bildiklerinin aksine hiçbir askere uzak kavram değildir. Her askerin aklının büyükçe bir yerini kaplar ölüm duygusu.

Ölüm kanıksanınca sonrasında gelişmesi gereken şeylerde mutlaka oluyor, planlanıyor yani. Vatan için ölüp şanlı bir törenle uğurlanmak istemenin yanı sıra “ben eğer şehit olursam” cümlesine eklenip çok sevdiğimiz ailelerimize ulaştırılması gereken istekleri de mutlaka arkadaşlar birbirlerinden talep ediyor . Örneğin vasiyet, örneğin anneye, sevgiliye,eşe nişanlıya ulaştırılması istenen mektuplar. Örneğin cepde ki 3-5 kuruş paranın gariban ailelere gönderilmesi. Bunların yanı sıra daha da acıtıcı, iç sızlatıcı öylesine vasiyetler var ki…

Bazılarımızda ölümü kendine yakıştıramaz ve bu tip konuşmalara da iştirak etmezdi ama biliyorum ki kamuflajlarının sol göğüs cebinde mutlaka bir mektupları vardı sevdiklerine, özellikle de canlarından çok sevdikleri annelerine ulaştırılacak.

Bizim komando timlerinde body sistemi vardır. “Body”nin açılımı; Herkesin timde sorumlu olduğu bir kişi vardır demek. Sorumlu olduğun kişide senden sorumludur. Yani tek vücutsundur bodynle ve her şeyinizdir o. Tuvalete bile beraber gitmeniz gerekir operasyonlarda.
Benimde bodymden yazılı yazısız sayısız isteklerim vardı. Şimdi hatırlayınca komik gelebilir empati bilmeyen insanlara fakat o zaman ki psikolojiyle olmazsa olmazımızdı.

Benim bodymden isteğim ne şartlarda askerlik yaptığımı aileme gösterecek fotoğraflarımın ve arkadaşlarımın şehit olduğu, gazi oldukları çatışmalardan sonra aldığım takdirnamelerin aileme ulaştırılmasıydı. Vasiyetimse oturduğumuz sokağa adımın verilmesiydi. Çok şükür az bir yarayla geri döndük evimize. Dolayısıyla sokağımıza da adımın verilmesine gerek kalmadı.

Bugün şemdinli’de şehit olan 8 kardeşimizden sonra düşünüyorum da bu güzel çocuklarında vasiyetleri vardı. Belki de onlar da benim gibi sokaklarına isimlerini vermek istiyorlardı. Ne kadar acı ki eğer böyle bir şey gerçekleşirse ne kadar fazla şehit yazısı göreceğiz sokak başlarındaki tabelalarda ve unutmamamız gereken şehitlerimizin fazlalığı canımızı çok daha fazla acıtacak.

Fazla ölmeye başladık, artık yeter.

Hiç yorum yok: