Pazartesi, Nisan 07, 2014

Canım Benim...

Birlikte yaşlanacağız biz. Aynı kitapları aynı anda okuyup  farklı sayfaların ucunu  incitmeden bükerek.
Senin renkli kalemlerle çizdiğin cümle altlarını daha bir dikkatle okuyup “bizsel” anlamlar çıkaracağım. Evirip çevirip mesajlar arayacağım. Zihnimde  yuvarlayacağım kıskandığım yazarların cümlelerini ama hakkında vereceğim.

Evde, dışarda, karşılaştığımız her yerde sarılalım, koklaşalım ama arada trip susmalarımız da olsun. Konuşmadan hatta bakışmadan anlaşalım. Ahmet Kaya şarkılarıyla hüzünlenelim ve hep hüzünlü kalalım.

Hüznü “bizken” seviyorum sevgili. Mutluyken, her şey yerli yerindeyken hüzün, suflemin üzerindeki pudra şekeri gibi oluyor.
Yani nasıl anlatsam… Daha bir kahverengi, koyu sarı geliyor hayat o zaman. Yaz sonrası eylülü, yeşili kaybolmuş dallar gibi.

Özleyecek bir şeylerimiz olsun hep. “Dimi” diyelim sıkça, ”tabi ya” diyelim.
Göçüp gidenleri hiç gitmemiş farz edelim. Yanımızda hissedelim. Bir kadeh, bir tabak birde çatal bıçak soframızda fazladan dursun.

Ben “do” diyim sen “re” de. Ben “re” diyim sen “mi” de.  Sen buna terslik deme sakın, aksine bil ki en güzel şarkılar elbette ki farklı seslerden çıkar.

Nice yıllara canım benim… 
Nice yıllara canlarım benim...

Hiç yorum yok: