Cuma, Ocak 23, 2009

Ha miremat...

Bilmiyorum...
Hiçbirşey bilmiyorum artık. Ne yaptığından ne ettiğinden; açmısın, tokmusun, ne durumdasın hiçbirşey bilmiyorum. Bi haber yaşıyorum, çok sesli köyümde.
Koca bir ormanın en ucunda kalmış gölgesi olmayan sıska, kel bir ağaç gibi olduğumu düşünüyorum; kuşların bile uğramaya çekindiği.

Saçma fikirlere kapıldığım oluyor bazen hakkında ve uyumadan rüyalar görüyorum başrolünde senin oynadığın. Nedense kızacağım, çıldıracağım tüm kötü roller sana verilmiş, kanım beynime sıçrıyor, tanıyamıyorum kendimi, kuduruyorum resmen. Bütün bunlara inanmadığımı düşüneceksin, bunu da biliyorum fakat yanılacaksın bu sefer çünkü "inanıyorum".
Kendini kandırmak de, ruh hastası de, problemli de ne dersen de ama öyle.

Bazen de ortaya konulmuş koskocaman bir profiterollü pastayı adilce paylaşamadığımızı düşünüyorum. Hep bana demen, büyük dilimi tabağına almaya çalışman ve bunun gibi türlü bencillikleri üretiyormuş gibi geliyor küçük aklın.

Belki de tek kişilik arabama bir yolcu almaya daha çalışıyorum, bunun için mücadele ediyorum. Bir çevirmelik mesafe kaldığını bile bile.

Ne olacak bilmiyorum...
Bilipte bilmemek mi! Onu da bilmiyorum!

Bir zamanlar kendimi rahatlatmak için ya deniz kenarına çekerdim yada batıya doğru sürerdim arabamı saatlerce. Bildiğim yerden denize bakmak, bildiğim yollarda araba kullanmak, kimseye adres sormaksızın, bir nevi terapi oluyordu benim için.
Yol, deniz, ağaçlar ve gökyüzü de dahil olunca grup terapi demek de oldukça mümkün oluyordu.
Tek noktaya, ufuk çizgisine kitlenen gözlerim ne teypte çalan müziği duyar nede başka bir sese tepki gösterirdi. Robotlaşırdım düşündüklerimle ve sadece uykum gelirdi sıcaktan. Bundan kurtulmak içinde üşütmeye çalışırdım kendimi camı açarak. Uykudan gözleri kapanan gece bekçileri gibi hissederdim kendimi, hızla boş yollarda ilerlerken kısa saçlarım bile rüzgara boyun eğerdi.
O hızla rüzgara karşı küfür etmek, haykırmak gecenin ahengini bozuyor olsa da benim için bir nevi hayat öpücüğüydü. Ayrı bir rahatlık verir artık camları kapatacağıma kanaat getirirdim.
Artık evime dönebilirimin de sinyali bu olsa gerekti.

Düşündüm de uzun zaman olmuş üşümeyeli. Uzun zaman zaman olmuş sırtıma kazak giymeyeli. Sanırım uykum geliyor, bir kahveni içeceğim...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Someone necessaгіly helρ to maκe seriously posts I would stаtе.
This іs the fіrst time І frequented your ωeb page аnd ѕo far?
I amazeԁ with the rеsearch yοu made tο mаke this ρаrtіcular ρut up amаzing.
Excеllent јοb!

Feel free to surf to my ωeb page - pinterest vintage wedding rings

Adsız dedi ki...

Ηеllо thіѕ is kindа of off topic but I was wanting
to knοw if blogs use WYSIWYG edіtors
oг іf you havе to mаnuallу сoԁe with HTΜL.
I'm starting a blog soon but have no coding knowledge so I wanted to get guidance from someone with experience. Any help would be greatly appreciated!

my weblog :: SEOPressor V5 review
Also see my website :: SEOPressor V5 review

Adsız dedi ki...

Hоwdy! Quісk question thаt's completely off topic. Do you know how to make your site mobile friendly? My website looks weird when browsing from my iphone 4. I'm trуing tο fіnԁ a themе
or plugіn that mіght be able to resolνe this pгoblеm.
If you have anу гесommendations, plеаse share.
Thank you!

mу webѕіte: wedding dresses
my webpage: wedding dresses