Perşembe, Ağustos 25, 2011


80’li, 90’lı yıllarda bırakın genel kurmay başkanını, hava kuvvetleri komutanını ve aynı şekilde tüm kuvvet komutanlarını ezebere bilir sık sık haberler vasıtasıyla zikrederdik. Açıkçası bunu bilmek iyi bir şeymiydi, bilmemek daha mı doğruydu, yada yabancı ülkelerdeki çocuklarda kuvvet komutanlarının ismini bilirmiydi diye kıyaslama imkanım yoktu. Dolayısıyla bünyeye girmiş her bilgiyi ve yaptığım her şeyi doğru olarak kabul ediyordum.

Şimdi ters giden bir şeyler varmış gibi hissediyorum. Neyin yanlış olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Komutanların ismini şimdilerde de fazlasıyla duyuyorum ama mahkemede sanık olarak. Çeşitli afili operasyon isminin ardından; Ergenekon, balyoz gibi.

Vatanımda, gelip geçici hükümetlerin ardında yüce bir dağ gibi gördüğüm ordu ne yazık ki beni hüsrana uğratmış gibi. Bırakın ülkeyi kendi silah arkadaşlarına sahip çıkamayacak kapasitede görünüyorlar. Nasıl böylesine zayıflamışlar, y ada hep mi böyle zayıftılar anlayamıyorum…

Genelkurmayın ismini bilmiyorum, eminim benim gibi milyonlarca kişi de bilmiyordur ama pasifize olduğunu anlamak için dün gazetelere sızan “özeleştiri”yi okumak kafidir. Hantepe konusunda da ise söyledikleri içler acısıdır. Oradaki askerlere komuta edemeyecek kapasitede komutanların hantepe’de bulunması ise ayrı bir talihsizliktir aynı şekilde yüreksiz askerlerinde. Silah bırakıp kaçmak…
Silah askerin namusudur.

Yüzyıllardan beri savaşlarla, kan döküp kan akıtarak hayatını idame ettirmiş Türk milletinin askerleri ne yazık ki hiç düşmemesi gereken bir duruma düşmüş, düşürülmüştür.

Düşünce şeklimiz mi değiştiriliyor uzaktan kumandalı mı olduk anlamıyorum fakat son 6 yılın ortalamasına göre Anıtkabir’i yılda 7.500.000 kişi ziyaret etmiş. Bu yıl ise 8.ayın sonuna gelmemize rağmen hesaplamalarıma göre 2.100.000 kişi ancak ziyaret etmiş. Atamıza ziyaretimiz niye böylesine azaldı. Neden yabancılaştık, bunun açıklamasını bulamıyorum.

Hiç yorum yok: