Perşembe, Nisan 26, 2007

Görüşücez

Yaptığım yada yapamadıklarım bir zamandan sonra sadece tarihte "geçmiş" diye niteleyip saklanması gereken yerlerine yerleştiriyorum. İyi olanları "anı", kötü olanları ise hatırlamıyorum bile. Sanırım bu bir şekilde fermante olup belkide mutasyona uğruyor ve tecrübe halinde yerleşiyor belleğime.Bodrum'da geçirdiğim günlerde de bu garipliği yaşadım, diğer yıllarda rastlamadığım çok da ayrı bir hoş havayı soludum; güneşin yeni yeni parıldadağı, çok sevdiğim eriğin tozuyla, çamuruyla tadına baktığım bu keyifli tatilde. Meğer ne kadar da açmışız bakir doğada öylece bir başımıza kalmaya, etrafta sadece martılar ve uçsuz bucaksız deniz varken. Düşünecek hiç bir sıkıntı dert ve tasa olmaması da cabası tabi. Ne borsa, ne seçimler nede başka birşey. Kitap bile almadım yanıma üstelik, öylesine bomboş dingin bir sürecin tadını yaşadık.
Aylar önce yazdığım bir yazımda “darbeli kadınlardan” ve onlarla birlikte ortaya çıkan sinerjiden bahsetmiştim. Ege’de, yağmurlu ve gri bir gökyüzü altında, rüzgarın yelpaze dalgası gibi yüze çarptığı büyükçe bir teknede aynı olay yaşlı bir denizciyle tekerrür etti. Çekildik...
Kısa bir tanışmadan ve karşılıklı retina teyidi alındıktan sonra gönül kapıları ardına dek açıldı, dalmışız.
Bir süre sonra bulunduğumuz ortamdan madden uzaklaşan tatlı ihtiyar bana yaşadıklarını anlatırken içki içmekten çatallaşmış sesiyle, adeta geçmişe geri döndü, gözleri takılmak üzere bir kara parçası yada herhangi bir şey ararken. Anlattıklarında hep kendimi bir yere koydum, farklı bir hayatta aynı rolleri oynayan iki yabancı olmamıza rağmen.
Etkilenmedim desem yalan söylerim, söyledikleri halen zihnimde eko yapıp pinpon topu gibi çarpıp duruyor,düşündürüyor.

“Geçip gittin hayatımdan, sanki karabulut geçti.
Sen yokkende geçti zaman; ama beni ezip geçti”...

Kelimeler kifayetsiz denir ama genelde yalan söylenir.
Kendi yazdığı şiirden hatırladığım, aklımda kalan bu iki satır da aklımdan çıkmayan minik gözleri ve bu cümlelerin üzerine düşmüş koyu bir gölge...

Görüşücez...

Hiç yorum yok: