Cumartesi, Nisan 28, 2007

Göz kapaklarım, yağlanmaya hasret kalmış kırk yıllık bir bakkalın kepengi gibi her açılıp kapandığında, birkaç milim parçamı “göz”üm den çalıyor.
Daha farklı bir bakış açısı getireceğini kendime empoze etsem de aslında fayda yerine zarar ettiğimin farkındayım.
Görmeden yaşamanın ne olduğunu bilemem ama görüp de görmeyen gözün nasıl gördüğünü sanırım iyi biliyorum...

Ekipte unuttuğum tüm rüzgarlar, fırtına yerine kasırga olarak geri geliyor düşsel tarlalarımdan...

Böyle anlaşmamıştık oysa.



Hiç yorum yok: