Çarşamba, Mayıs 16, 2007

Bugün saçlarımı kestirdim, her zamankinden biraz daha fazla.
Kuaförümde bir çocukla karşılaştım avukat. kaza geçirmiş, trafikte yayayken araba çarpmış ve beli kırılmış. Dev bir korse giyiyor, robocop elbisesi gibi. kötü hissettim kendimi onu öyle görünce. Sorular sormak istedim, üzülmüştüm ama gene de toparlayamadım cümlelerimi kafamda. Böyle durumlarda enteresan sorular soruyorum o durumdaki insanlara (genelde bir şekilde ezilmişlere) ve kendilerini motive edici cevapları kendi ağızlarından almayı başarıyorum. Erkek yada kadın fark etmez "güçlü benliği" uyandırıyorum içlerindeki. Olsa da olmasa da bir şeyleri kıpırdanıyor.

Telefonum çalmıştı saçlarımı kesilirken, bir şeyler yazmıştım orda bulduğum bir kağıda. Çıkarken unutmuşum. Kazazede çocuk notlarınızı unuttunuz dedi. Telefonuma yüklemiştim oysa notu ama gene de bir şekilde konuşmuş olmak sanki bana iyi gelecekti onunla.. Teşekkür ettim, o da gülümsedi.

Cildim kolay tahrip olmaz, çok hassas değildir fakat nedense her kuaför çıkışı yüzümün elmacık kısmı kıpkırmızı olur, yolda yürürken herkes bana bakıyormuş gibi hissederim, utanırımda. Sanki bir kusurmuş gibi; istememde insanların bana dikkatli dikkatli bakmalarını. Ben gene bu şekilde düşünüp yolda yürüyorken eski bir arkadaşımı gördüm zannettim. Oymuş, yanılmamışım. Bir beyaz eşya dükkanın önünde karşı karşıya geldik, öpüştük. Dar bir pantolon ve üzerine kolsuz bir body giymiş, giydikleriyle de oldukça da zayıflamış görünüyordu. Yüzündeki kemikler belirgin bir hal almış, karnında ise garip bir şişlik vardı. Hamile misin diyemedim çünkü o kiloyla hamile olunamazdı.Acaba bir rahatsızlığımı var yoksa ur,kist gibi bir şey mi var diye düşünürken ben evlendim diyiverdi. Hamileymiş.
Gül ağacında portakal gibi durmuştu çok şaşırdım...
İlk kez böyle bir gebelik gördüm, sanki binlerce gebe görmüşüm gibi...

Hiç yorum yok: