Çarşamba, Kasım 08, 2006

"Yazayım da, ne yazarsam yazayım"

Yanlış yaptığımı hiç bir zaman düşünmedim. Erken yaşta yazıp, onaylayıp, uygulamaya koyduğum kararlarım ve önüme çıkan sonuçlar için.
Hoşuma gitmişti çünkü "kendi düşen ağlamaz" felsefesi, bununla beraber gelen ağlamamak için dikkatli ve temkinli hayat yaşama çabası. Çok kasmayacaktım kendimi ama rüzgara da kapılmayacaktım nadir durumlar dışında; dümeni elimde sımsıkı tutup, gözlerim hep ufukta olacaktı, heran bir iceberge çarpıp batmamak, hemde düşmemek lazımdı "ağlamamak için".

Düşmemenin dolayısıyla ağlamamanın en iyi yolunun havaya bakmadan yere sağlam basılarak ayrıca "sağlam dayanak"larla olacağını bir kaç kez tökezledikten sonra öğrendim. Sağlam dayanaklar bulmak içinde hemen güvenilmeyecek, paylaşımlar ortak geçirilen zaman doğrultusunda artacak ve güvene dönüşecekti, gene zamanla tabi.

İyi arkadaş olmak, iyi dost olmak, güvenilir olmak farklı bir olay , iyi bir sevgili olmanın ise apayrı bir olay olacağını yıllar sonra çeşitli cezalar yaşayarak öğrenecektim. Herkesin doğru, dürüst kabul ettiği insanlar ilişki içerisine girildiği zaman üçyüzatmış derece değişip kabul edilen dışına çıkıvermelerinide. O zamanda ne olacaktı; toplumun teyidi, ilişkinin oluşturduğu görünmeyen duvarın dışında kalacak başa geleni ben çekecektim. Yani benim ağlamam gene beni bağlayacaktı, "ağlarsa your mother ağlar" hesabı...

Beklenti en büyük düşmandı tüm süreçlerde. Kafamdan geçen düşüncelerin kendiliğinden oluşmasını beklemek, dolayısıyla "beklenti" içerisinde olmak hem zaman kaybı hemde sadece beklemekten öteye geçemeyecekti benim için. İstemek ve almak daha kolay bir çözüm olacaktı. Bunuda çok geç öğrendim ama istenilen kişi doğru kişi olmadıktan sonra, ister bekle, ister gasp et hiç bişey değişmeyecekti. Buda hikaye oldu tecrübelerimle. En güvendiğim varyasyonlardandı oysa.

Halbuki beklentiler daha bizim ağaç eğilmeden boşa çıkacağını göstermiş, belkide ben doğmadan. Bir abim olmamış mesela. Bekledim, erkek kardeşimde olmadı. Hoş, olsaydı ne değişirdi onu da bilmiyorum ya:)
Bu konuda benim yapacak birşeyim yokdu belki ama genede beklenti - beklentisi işte.
Sonu yokmuş.

Hiç yorum yok: