Salı, Ekim 24, 2006

Açılışı yaptım canım

Açılışı yaptım bu gece. 11 ay boyunca karaciğere vereceğim zararın başlangıcı için bu gece startı verdim. Unutmamışım. Unutmamışım bir aydır özlediğim içkinin tadını. Yüzmek gibi, bisiklete binmek gibi yerleştirmişim beynime meğer. İstediğim masayı kuramamış olup kafayı yeterince kıramasamda bu gece, genede hafiften cilalanıp yeşilköye daha bir hoş baktım.
Ettiğim sohbetten aldığım hazzı, sezen'in ikinci baharı verebilirmiydi bilemiyorum ama fena dokunaklı cümleler döküldü karşılıklı ağızlardan. Zor tuttum göz pınarlarımın musluklarını, içime dökülenleri hesaba katmazsam eğer.
Ne yakamoz nede ayışığı vardı tepemde. Arada içime çekerken parlayan sigaranın közü dışında gecemi aydınlatan uzaktan parlayan evlerin lambaları vardı sadece. Açıkçası cılızdı, değil benim gecemi kendi diplerine ışık vermeyen mumlar gibi cimri davranıp çevrelerine faydaları olmayacak kadar da pasiftiler. Denizde sessizdi. Gecenin ahengini bozacak ne bir gemi nede beyaz bir balina vardı görünürde. Çok sevdiğim yazdan geriye soğuk bir hava ve uzunkollu kazaklar kalmıştı .
Radyo bile kışlık şarkılar çalıyodu artık. Adını hatırlamadığım rus bir klasikçinin aklımda kalmayan sözü aklıma geldi, söyleyemedim.Aklıma yeterince gelmemiş meğer. Öylece uzun yemiş baykuş gibi kaldım yolun ortasında.
Dinlediğim radyoda gecenin yakalanmış büyüsü ne güzelde kullanılıyordu. Hiç sevmemiş, kalbini zincirle dolayıp asma kilitle kilitlemiş insanlar bile böylesi bir havada çaresizdiler eminim. Bir enstürman bir aşkın doğuşu gibi geldi. Düşünsene bi, kemanın nağmeleri nasılda ince bir sızı gibi acıtmadan akıyodu. Ne karşısında durabilirdi ki.Gece, alkol ve müzik. Doğru zamanda bu kombinasyon nelere kadir oluyor neler yaşatıyor bir bilsen, neleri düşünmüyorum ki! Yeri geliyor alice oluyorum harikalar diyarında, kimi zamanda guliver oluyorum cüceler ülkesinde. Pek güldürmesede "gül"iver ağızdan pek bir güzel çıkıveriyor. Yılmaz Erdoğan esprileri gibi.
Şehri uzaktan izledim bol bol, ne kadarda yalnız aslında bu gece istanbul. Sanki yitirdiği bişeyler vardı, bunun yanında ağlamak için nedenleri. Kentin üzerindeki bulutlar ağlamak yerine sadece siyaha boyamakla yetinmişlerdi gökyüzünü ve bu yeterince kasvetli hale getirebiliyordu heryanımı.
Ben bu gece açılışı yaptım, iyide yaptım.

Hiç yorum yok: