Cuma, Ekim 06, 2006

Bla bla bla...

Pek fazla şeyde yok galiba bir kitabı ikinci kez okumanın verdiği tat. Ne rakının ilk yudumunun boğazdan mideye giderken bıraktığı acımtırak tatdan sonrakiler, ne ikinci dokunuşun verdiği heyecan nede ilk kazandığın paranın devamı. Hatta ikinci sızın... Herşey yalama oluyo bir süreden sonra ama ilkin yerini tutmuyor, yanından bile geçmiyor. Kaşarlanmak, olgunlaşmak, körelmek v.s. adını sen ne koyarsan koy artık.Kitaplar için kim demişse en iyi arkadaş doğru söylemiş aslında. Üstad kavramış gerçeği, boş konuşmamış diğer sözlerin ataları gibi... (Düşününce bi sürüde dravdan konmuş atasözleride varya o da başka bir yazı konusu.)Şöyle kitaplığıma bakınca her dönemime tanıklık etmiş bir kitap mevcut. İşin enteresan tarafı önemli olan herşeyi mazide bırakan balık hafızam, bunları ne zaman, nerde, ne şartlarda okuduğumu kesinlikle silmiyo. Maddi değeri 3. şahsa sıfır ama egosal tatmin açısından iyi hazine benim için. Derler ya tarihsiz toplumlar temelsizdir diye. Bende bilinçaltıma buna paralel yerleştirdim galiba bu şekilde saçma bir temeli. Yani şanlı tarihimizi oluşturmuşuz kitaplığımızda bu da böyle biline...

Pullu ve okundu mühürlü beyaz bir zarf açmayalı uzun yıllar olmuş. Mektup bile nostaljik bir kavram olabiliyormuş meğer; bir arkadaştan gelmiş bile olsa...Herşeye rağmen uzun zamandır yenmemiş bir haltın tadını verdi, iyi geldi...

Hiç yorum yok: