Pazartesi, Eylül 04, 2006

düş sokağı gezginleri

Düş sokağı gezginleri inceden çalıyo ayrılığı. Uzun zamandır dinlememiştim bu parçayı.6 sene olmuş nerdeyse. En son avşa'da kaçık bi herifi esir almıştım bu şarkıyı söylerken:) Bi kaç saat tutsağım olmuştu hırpani. Gitar çalmayı pek bilmem ama kolay parça anlaşılan ki o çalabiliyordu.
Neydi derdim bilmiyorum, neden o kadar içmiştim bilmiyorum o zamanlar ama genede ii gelmişti bol alkollü bünyeme bu güzel şarkı.
Evde bilgisayarım göçmüş, dün nasıl ağır yazdıysam! Bizim serconun cihazından yazıyorum şimdi, gözyaşı kokuyo çocuğun klavyesi. Duvar kağıdında hala aynı resimleri var nasıl sıvamışsa her yana, yüreğine yapıştığı gibi. İnsan gibi sevmemiş çocuk.
O da ayrılanlardan artık. Sevdiğinden severken ayrılması katmerlemiş. Bütün aşk acısı hastaları gbi o da şimdi aynı belirtileri yaşıyor ve yaşayacak.Tavanda aynı silüeti görecek geceleri, yaşlı babaannemin gözlerine inmiş katarakt gibi. Her yemekte lokmalar boğazda düğümlenecek, aç kalkılacak oturulduğu gibi. Telefon bir organ gibi yapışık olacak bedenin bir yerlerine ve titremesede titrer gibi hissedilip, teyakkuza geçilecek. Oysa çoğu yanlış alarm olacak çaldığı hissedilen yada bonustan gelen reklam mesajı.
En zayıf anı bekleyecek aciz beyin telefonla onu aramak için. Ama telefon hi-men'in kılıcı gibi havayı gösterecek en son an a dek.
Ve en ağır tecrübe yaşanacak en son anda...

Hiç yorum yok: