Çarşamba, Eylül 13, 2006

saçım başım çiçeğim

14 yaşımda başladı büyüme telaşım. Tertemiz çocuksu bi yüzde sakal nasıl dururdu bilmiyorum ama ben her berbere gittiğimde yinede aynı soruyu sorardım:
- Ne zaman sakalım çıkacak?
Cevap hep aynı olurdu, az kalmış seneye çıkacak derdi berber efendi. Cevabın doğru olmadığını bilmeme rağmen bi yanımda sahtekar berbere inanmak isterdi. Gerçi inanmak isteyen tarafım yanıldı ve 20 yaşından sonra sakal sahibi oldum.
Hiç bi faydasınıda görmedim ya, neyse.
Aksine zararını bile gördüğüm oldu diycem ama zararı diğer insanlar gördü sertlik derecesi yüzünden...
25 Yaşlarında ilk beyazım çıktı sanırım, başımın sol yanında.
Uzun süre takip ettim onu , diğerlerinden daha hızlı boyattığını gördüm, pek bi marjinaldi duruşu falan. Dimdik bi gidişi vardı sanki bana alış kardeşim, diğer askerler yolda der gibiydi. Derken çoğalmaya başladılar yavaş yavaş. Berberle bu sefer beyazları sayma olayına giriştik. Her gidişte bikaç tane daha çoğaldığını yetkili ağızdan öğrenip kritiğini yapıyorduk. Hala artmaya da devam ediyor marjinal topluluk ama ben saymayı kestim, çünkü hoşuma gidiyolar artık.
Küçüklüğümde abes olan saç - baş mevzuatları artık çeşitli şekillerde sempatize edilerek daha bir farklı göründürülüyor.
Örneğin kellik karizmatik olmak yolunda büyük bir şans, kır saç ise olgun erkek tiplemesiyle örtüşmüş bi vaziyette.
Herşeyin çaresi bulunmuş yani...
Komik geliyo düşününce kıl tüy işleri.

Hiç yorum yok: